Beykoz Gezilecek Yerler (En İyi 23 Yer)
İstanbul’un en güzel kesimleri arasında olan Beykoz gezilecek yerler, her bir köşesiyle insanı kendine hayran bırakacak niteliklere sahiptir. Gerek İstanbul gezilecek yerler dendiğinde, gerekse de İstanbul Anadolu yakası gezilecek yerler dendiğinde Beykoz ilçesi, birbirinden güzel kesimleriyle daima ön plana çıkmaktadır. Tarihi yapıları, envai çeşit güzelliklerle süslenmiş koruları, şehrin en uzun sahil şeritlerine sahip olması, kıyı şeritlerindeki birbirinden güzel balık restoranları, manzara izleme yerleri, yürüyüş yapılacak yolları, müzeleri, diğer tarihi yerleri ve mesire alanlarıyla birlikte eminiz ki sizler de Beykoz kentini çok seveceksiniz.
Beykoz Gezilecek Yerler
Buraya gelen tatilcilerimiz, Beykoz’da nerelerde gezilir sorusuna yanıt aradıkları esnada, hazırlamış olduğumuz bu içeriği kendilerine rehber olarak seçebilirler. O halde biz de sizlere Beykoz gezi rehberi olacak bu içeriğimizin detay kısmına geçiş yapalım. İşte, tatil planlarınız arasına ekleyebileceğiniz Beykoz gezilecek yerler listemiz…
Riva
Beykoz’un en popüler tatil kesimlerinden biri olan Riva, Beykoz ilçe merkezine yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta yer alıyor. El değmemiş doğal güzelliklere ve temiz plajlara sahip olan Riva, Karadeniz kıyısı boyunca uzanan eski bir Rum köyüdür. Buraya isterseniz günübirlik olarak gelip güzel bir tatil yapabilir, isterseniz de bölge dahilinde İstanbul otelleri arasında tercih edebileceğiniz güzel bir yerde konaklayabilirsiniz. Ayrıca, İstanbul’a yakın gezilecek yerler arasında olan bu bölgede tarihi bir yer olan Riva Kalesi’ni de gezip görebilirsiniz. Burada kaldığınız süre boyunca birbirinden güzel plajlarında yüzme keyfi yapabileceğiniz gibi mesire alanları ve yürüyüş parkurlarında doğayı keşfe çıkabilirsiniz.
Kavacık
Beykoz’un ve İstanbul’un gezilecek tarihi yerleri arasında olan Kavacık semti, ziyaretçileri için aynı zamanda muhteşem de bir boğaz manzarası sunuyor. Kavacık semtine geldiğinizde, burada ilk olarak şöyle güzel bir kahvaltı yapabilirsiniz. Kahvaltının ardından, gezilecek rotalar olarak sırasıyla Orhan Veli Parkı, Kavacık Yeni Camii Parkı, Beykoz Lions Klübü Barış Parkı ve tam 4000 kişinin aynı anda ibadet edebildiği Hasan Yavuz Camii’ni gezip görebilirsiniz. Daha sonrasında, İstanbul’un en güzel restoranları olarak tabir edebileceğimiz yerlere de ev sahipliği yapan Kavacık, bünyesinde bulundurduğu restoranlarda sizler için envai çeşit güzellikteki yemekleri sunmaktadır. Bu restoranların lezzetlerini deneyimleyerek, Beykoz gezinize kaldığınız yerden devam edebilirsiniz.
Anadolu Hisarı
İstanbul’ın simgesel yapıları arasında olan Anadolu Hisarı, aynı zamanda Beykoz ilçesinin de en çok tatilci ağırlayan bölgelerinden biridir. Göksü Deresi’nin tam da İstanbul Boğazı’na dökülmüş olduğu kısımda yer alan bu yapıt, toplamda 7000 metrekarelik alan üzerine kurulmuştur. Yapının inşa edildiği zaman ise 1360 ile 1395 yılları arasında, Yıldırım Beyazıt dönemine denk gelmektedir. Osmanlı tarihine doğru adeta gizemli bir yolculuğa çıkmak ve birbirinden güzel fotoğraflar çekmek için sizler de Anadolu Hisarı’nı ziyaret edebilirsiniz.
Kanlıca
Beykoz’un sizler tarafından keşfedilmeyi bekleyen bir diğer güzelliği de Kanlıca’dır. Bu ilçenin önemli bir yeri olan Kanlıca’ya geldiğinizde Osmanlı döneminden kalma Arnavut kaldırımlı sokaklarda yürümenin heyecanını yaşayacak ve boğaz kıysında yer alan birbirinden güzel restoranlarında dilediğiniz yemeği en lezzetli şekilde yiyebileceksiniz. Kanlıca’da nereleri gezebilirim diye soracak olursanız sizler için; Mihribat Korusu’nu, İskender Paşa Camii’ni, İsmail Ağa Kahvesi’ni ve boğaz kenarındaki yürüyüş yollarını önerebiliriz.
Polonezköy
İstanbul’un en güzel köyleri arasında gösterilen Polonezköy, sahip olduğu o muhteşem doğa ile tüm tatilcilerini adeta kendisine hayran bırakıyor. En çok da şehrin gürültü ve karmaşasından uzaklaşıp, doğal ve bol oksijenli bir ortama kendini atmak isteyen kişilerin tercihi olan bu bölge, Beykoz gezilecek yerler arasında önemli bir alternatiftir. Şimdilerde tam bir tatil kenti olan bu köyü, 1842 yılında ülkesinden sürgün edilen Polonya Prensi kurmuştur.
Köyün yapısı, genel itibariyle Polonya mimarisine sahiptir ve köy alanı komple çam, meşe ağaçları ve birbirinden güzel bitki türleriyle doludur. Polonezköy’de nerede kalınır diye soracak olursanız, buraya gelen misafirler için otel, bungalov ev, karavan ve çadır kampı konaklama seçenekleri mevcuttur. Yani burayı aynı zamanda İstanbul kamp yapılacak yerler arasında da değerlendirebilirsiniz. Polonezköy’de bulunduğunuz süre boyunca ise tertemiz doğa içerisinde yürüyüş yapacak, topluca düzenlenen sosyal etkinliklere katılım sağlayabilecek, birbiriden güzel fotoğraflar çekecek ve sevdiklerinizle birlikte doyasıya eğleneceksiniz.
Otağtepe Fatih Korusu
Beykoz’un Kavacık semtinde bulunan ve oldukça da popüler bir yer olan Otağtepe Fatih Korusu, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hemen sağ tarafında yer alıyor olmasıyla birlikte sizlere muhteşem güzellikte bir manzara sunmaktadır. Bu koruya gelerek rengarenk çiçekler içerisinde yürüyüş yapma, birbirinden güzel fotoğraflar çekme ve akşam saatlerine doğru da çok güzel bir gün batımı manzarası seyretme fırsatınız olacaktır. Otağtepe Fatih Korusu alanına şöyle bir göz attığımızda burada; birbirinden güzel yürüyüş yolları, dinlenme alanları, küçük çaplı dereler üzerine inşa edilmiş taş köprüler, yapay bir gölet, kır bahçeleri, çocuk oyun alanları ve kahvaltı mekanları olduğunu görüyoruz. Burası aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul fethi sıralarında ilk kez çadır kurduğu yer olarak da bilinmekte ve sırf bu vesileyle bile büyük öneme sahiptir.
Anadolu Kavağı
Beykoz’un en güzel semtlerinden biri olan Anadolu Kavağı, yüzlerce yıl boyunca varlığını sürdürmeyi başarmıştır. Ve bu semt şimdilerde ise tarihi eseleri, güzel atmosferi ve orada bulunduğundan büyük keyif alacağınız sahil kesimleriyle ünlüdür. Yine burada da deyim yerindeyse harika bir gün batımı manzarası izleyebilecek ve birbirinden güzel balık restoranlarında, belki de hayatınızın en güzel balık yemeklerini yiyeceksiniz.
Hidiv Kasrı
Art Nouveau mimari tarzı kullanılarak 1907 yılında inşa edilmiş ve gerçekten de çok güzel bir şaheser olan Hidiv Kasrı, adeta bir şato görüntüsünü andırıyor. Tam 270 dönümlük çok büyük bir arazi üzerine kurulu olan bu kasır, İstanbul Boğazı’nın hemen yan tarafına konumlandırılmıştır. Ayrıca burada buharla çalışan asansörlerin ilk örneklerini görmeniz de mümkün. Tamamen ücretsiz olan Hidiv Kasrı’nı, haftanın dilediğiniz her günü ziyaret edebilirsiniz. İstanbul’da fotoğraf çekilecek yerler arasında çok iyi bir alternatif olan bu bölgede sizleri, 1,5 kilometrelik çok güzel bir yürüyüş parkuru ile spor yapabileceğiniz özel alanlar bekliyor olacaktır.
Poyrazköy
İstanbul günübirlik tatil yapılacak yerler arsında bir seçenek olarak da tercih edebileceğiniz Poyrazköy, Beykoz ilçe merkezine 14 kilometre uzaklıkta yer almaktadır. Özellikle de yaz tatili dönemlerinde yüz binlerce insan tarafından ziyaret edilen bu bölge, tam 14 kilometrelik çok büyük bir ormanlık çevreye sahiptir. Buraya geldiğinizde sahip olduğu o muhteşem doğası karşısında büyülenecek, çok daha kaliteli bir oksijen almanın keyfini yaşayacak ve ailenizle güzel vakitler geçirebileceksiniz.
Polonezköy Tabiat Parkı
Bu harika köyün içerisinde bulunan tabiat parkına ise ayrı bir başlık açmak ve o şekilde tanıtım yapmak istedik. Beykoz’a uzaklığı sadece 6 kilometre olan, tam 3000 hektarlık çok büyük ve el değmemiş bir yeşillik alanı kapsayan bu tabiat parkı, 1994 yılında koruma altına alınmıştır. Buraya gelen tatilcilerin güzel bir tatil deneyimi yaşaması için de park alanına uzunca yürüyüş yolları, mesire alanları, çocuk oyun parkları ve spor sahaları inşa edildi. Zorlu kış şartları halinde dilediğiniz zaman gezip göreceğiniz Polonezköy Tabiat Parkı’na siz değerli okurlarımızın da gitmesini çok isteriz.
Yoros Kalesi
Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilen ve boğazın geçiş kontrolünü sağlamak amacıyla kullanılan Yoros Kalesi, diğer bir adıyla Ceneviz Kalesi olarak da biliniyor. Takvimler 14’üncü yüzyılı gösterirken, Osmanlı Devleti’nin kale bölgesini fethetmesinin ardından Türklerin eline geçen bu kale, deniz seviyesinden 500 metre yükseklikte yer alıyor. Kale bölgesine geldiğinizde muhteşem bir İstanbul Boğazı manzarası seyredecek ve burada ailenizle birlikte piknik yapabileceksiniz.
Anadolu Feneri
İstanbul’un herhangi bir konumundan kolayca ulaşım sağlayabileceğiniz Anadolu Feneri, yaklaşık 20 metrelik bir tepenin üzerine inşa edilmiş ve sahip olduğu manzarası ise gerçekten de muhteşemdir. Siz de İstanbul’da yaşıyor, bu vesileyle de şehrin kalabalık ve gürültülü hayatından sıkıldıysanız, 1956 yılında inşa edilmiş olan Anadolu Feneri’ne gelebilirsiniz. Tam da kalenin bulunduğu konuma geldiğinizde İstanbul Boğazı ve Karadeniz manzaraları adeta içinizi açacak, ruhunuzu dinlendirecek ve mental anlamda rahatlamanızı sağlayacaktır.
Küçüksu Kasrı
Beykoz gezilecek yerler arasında güzel bir rota alternatifi olan Küçüksu Kasrı, Göksu Deresi ve Küçüksu Deresi’nin orta konumlarına yer almaktadır. Osmanlı padişahlarının dinlenmesi için var olan bu güzel kasır, 1856 yılında inşa edilmiştir. Yapıldığı günden bu yana, uzun yıllar içerisine yıpranan, eskiyen ve yıkılmaya başlayan kasır, 1994 yılı itibariyle aslına uygun olarak restore edilmiş ve yeniden kullanılır hale getirilmiştir. Günümüzde ise Küçüksu Kasrı’nda birbirinden güzel etkinlikler, resepsiyonlar ve kutlamalar yapılıyor. Siz de bu muhteşem güzellikteki kasıra gelerek burada yürüyüş yapabilir, düzenlenen etkinliklere katılabilir ve çevredeki güzel mimariyi inceleyebilirsiniz.
İlginizi çekebilir: Küçüksu Kasrı Giriş Ücreti ve Ziyaret Detayları
Beykoz Korusu
Toplamda 27 hektarlık bir alan üzerine kurulu olan Beykoz Korusu, bu güzel ilçenin en çok ziyaret edilen yerleri arasındadır. Aynı zamanda İstanbul’un en büyük doğa cennetlerinden biri olarak da bilinen bu koru; çınar, meşe ve akasya ağaçları ile ziyaretçilerine harika doğal görünümler sunmakta, bununla birlikte ise yürüyüş yolları, İstanbul Boğazı manzarası, çiçek bahçeleri, restoranları, mesire alanları, çocuk parkları ve oyuncak alanlarıyla birlikte de hoş vakit geçirmenize öncü olmaktadır.
Mihrabat Korusu
İstanbul’un en güzel koruları arasında gösterebileceğiniz Mihrabat Korusu, her mevsim ziyaret edilebilir yapıdadır. Bu koruya geldiğinizde sizleri muhteşem bir İstanbul Boğazı manzarası bekliyor olacaktır. Burada bulunan restoran ve kafelere gelerek de bu harika manzaralar eşliğinde güzel bir akşam yemeği yiyebilir veya kahvaltı yapabilirsiniz. Mihrabat Korusu’nda yer alan restoran ve kafelerin, aynı zamanda İstanbul’da kahvaltı yapılacak yerler arasında değerlendirilebileceğini de sizlere belirtmek isteriz.
Göksu Deresi
İstanbul’un Anadolu yakası bölgesinden doğan ve İstanbul Boğazı’na dökülen en büyük akar su olma özelliğini taşıyan Göksu Deresi, muhteşem görünümdeki doğal yapısı ve üzerinde bulunan balıkçı sandalları ile sizler tarafından ziyaret edilmeyi fazlasıyla hakeden bir yerdir. Sıcak havalarda bu dereye gelerek burada bulunan sandallarla akar su turları yapabilir ve Göksu Deresi’nin hemen yan tarafındaki balıkçı restoranlarına giderek güzel bir balık menüsü sipariş edebilirsiniz.
Yuşa Tepesi
Hz Musa’dan sonra İsrailoğullarının başına geçen Hz Yuşa Peygamber’in de mezarının yer aldığı rivayet edilen Yuşa Tepesi, deniz seviyesinden 200 metre yüksektedir. Aynı zamanda Çamlıca Tepesi’nden sonra İstanbul’un en yüksek ikinci noktası olan bu tepe, birçok kişi tarafından kutsal yer olarak bilinmekte. Sizler de buraya gelerek güzel bir İstanbul şehri ve boğazı manzaralarını seyredebilir, yine burada bulunan Hz. Yuşa Türbesi ile Yuşa Camii’ni de ziyaret edebilirsiniz.
Tokatköy
Oldukça huzur dolu bir yer olan Tokatköy, Beykoz ilçe merkezine 14 kilometre uzaklıkta yer alıyor. Burası, Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulmuş olmakla birlikte, sizlere İstanbul Boğazı manzarası sunan birbirinden güzel kır bahçelerine, mesire alanlarına ve yürüyüş yollarına sahiptir. Bir önceki başlıklarımızda bahsettiğimiz Yuşa Tepesi ve Hz. Yuşa Türbesi de Tokatköy semtinde bulunuyor. Siz de bu güzel semte gelerek birbirinden harika manzaraları ve oldukça önemli tarihi yerleri gezip görebilirsiniz.
Mecidiye Kasrı (Beykoz Kasrı)
Mecidiye Kasrı adıyla anılan ve bir diğer adı da Beykoz Kasrı olan bu bölge, köklü bir tarihe sahip olup günümüze kadar gelmeyi başarmış bir yerdir. Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa tarafından 1845 yılında inşa ettirilen bu kasır, gerçekten de güzel bir mimariye sahiptir. Yabancı devlet insanlarının Osmanlı Devleti tarafından kabul edilerek ağırlandığı yer olan Mecidiye Kasrı, içerisinde bulunan 19’uncu yüzyıl mobilyaları ile ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor. Her yıl yüz binlerce kişi burayı ziyaret ediyor, inceliyor ve birbirinden güzel fotoğraflar çekiyor. Siz de pazartesi hariç diğer tüm günlerde 09:00 ile 17:00 saatleri arasında açık olan bu kasrı gezip görebilirsiniz.
Beykoz Cam ve Billur Müzesi
İstanbul’da gezilecek müzeler arasında da tercih edebileceğiniz bir yer olan Beykoz Cam ve Billur Müzesi, 360 dönümlük bir alan üzerine kurulu olup, Osmanlı Döneminin en büyük cam fabrikası olma unvanına sahiptir. Müze binasının yapısı oldukça etkileyici ve içerisindeki koleksiyonlar da yine bir o kadar zengindir. Şu an müze olarak kullanılan bu yerde tarihi boyunca birbirinden güzel camlar üretilmiş ve bu camlar, Osmanlı döneminde inşa edilen birçok farklı yapıtta kullanılmıştır. Siz de toplam 12 farklı bölümden oluşan ve aynı zamanda Avrupa’da üretilip bu müzeye getirilmiş olan camların da yer aldığı Beykoz Cam ve Billur Müzesi’ni gezip görebilirsiniz.
Elmasburnu
Şehrin kalabalık ve stres dolu hayatından şöyle bir uzaklaşarak, doğal bir ortamda ruhunuzu dinlendirmek isteyen okurlarımıza, Elmasburnu’na gitmelerini tavsiye ediyoruz. Beykoz kent merkezine 12 kilometre uzaklıkta yer alan Elmasburnu’na geldiğinizde, burada ailenizle birlikte güzel bir piknik sofrası hazırlayıp, yönünüzü de Karadeniz’e doğru dönerek keyif dolu vakitler geçirebilirsiniz. Bunun yanı sıra Elmasburnu’nda; etrafı çam ormanlarıyla dolu yürüyüş yolları, koşu parkurları, çocuk oyun alanları ve doğa fotoğrafı çekebileceğiniz pek çok alan mevcuttur. Siz de yeşil ve mavinin en güzel tonları arasında vakit geçirmek ve doğanın o muhteşem huzurunu en güzel şekilde hissetmek istiyorsanız, Elmasburnu’na gelebilirsiniz.
Çam Vadisi Mesire Alanı
Ziyaretçileri için İstanbul Boğazı manasını en güzel şekilde sunan yerlerden biri olan Çam Vadisi Mesire Alanı, birbirinden lezzetli yemek menüleri olan çok nezih bir yerdir. Güzel bir hafta sonunda buraya gelerek ailenizle birlikte kahvaltı yapabilir ve Çam Vadisi Mesire Alanı’nın yürüyüş parkurlarında ilerleyerek bölgeyi keşfe çıkabilirsiniz. Ayrıca piknik yapmak isteyen tatilcilerimize, burada mangal yakılabildiği bilgisini de iletmiş olalım.
İskender Paşa Camii
İstanbul’da gezilecek camiler arasında gösterilen ve etkileyici de bir yapısı olan İskender Paşa Camii, Kanlıca iskelesinin hemen ön tarafında yer alıyor. Halk dilinde Kanlıca Camii de olarak bilinen bu yapıtı, Osmanlı Döneminin en önemli isimlerinden biri olan Mimar Sinan inşa etmiştir. İnşası tam olarak 1559 ile 1560 yıllarında tamamlanan caminin taş mimarisi, iç bölümdeki bitki ve geometrik desenleri ile külliyesi, gerçekten de gezip gördüğünüze değecek niteliktedir.