Heybeliada Gezilecek Yerler (En İyi 18 Yer)

Tüm okurlarımıza kucak dolusu sevgiler, bu içeriğimizde sizler için Heybeliada gezilecek yerler nereler, hep birlikte bunlara bakacağız. İstanbul’a yaklaşık yarım saatlik bir vapur mesafesi uzaklıkta olan bu ada, Prens Adaları takımının en büyük ikinci adası olarak bilinmekte. Bu adanın eski adı “Halki” olarak bilinmekteydi. Ada silüetinin yerde heybetli bir görüntü yansıtıyor olması vesilesiyle de buranın adı halk dilinde hep Heybeliada olarak kaldı.

Heybeliada Gezilecek Yerler

Geçmişi M.S 800’lü yıllara dayanmakta ola ada içerisinde 85 metre yüksekliğe sahip Ümit Tepesi, 98 metre yüksekliğindeki Baltacıoğlu Tepesi, 128 metre yüksekliğindeki Köy Tepesi ve 136 metre yüksekliğindeki Değirmen Tepesi yer alıyor. Hatta Heybeliada’nın tamamının, bu dört tepeden oluşmakta olduğunu da söyleyebiliriz. Bu ada, tarihi ve kültürel anlamda çok önemli bir yer olmakla birlikte, yine geçmiş yıllarda fazla sayıda tanınmış insanın yolu buradan geçmiştir.

Adada daha çok yeşil rengin hakim olduğunu, birbirinden güzel ağaçlık alanların bulunduğunu söyleyebiliriz. Heybeliada gezilecek yerleri tam anlamıyla gezip görebilmeniz için iki tam gününüzü ayırmanız gerekecek ve bu günler esnasında adada bulunan birbirinden güzel tarihi köşkleri, plajları, popüler mekanları, restoranları, müzikleri, tarihi yapıtları ve müzeleri, bizzat görüp, yaşayıp ayrıca da deneyimleme fırsatınız olacaktır.

Peki, Heybeliada’da nerede gezilir diye sorduğunuz oldu mu? Elbette ki sizler böyle bir soru sorup, bu sorunun cevabını aramak için de bizim şu anki içeriğimizi ziyaret etmiş bulunmaktasınız. O halde biz de sizlerin sorularına cevap olacak içeriğimizin detay kısmına geçiş yapalım. İşte, Heybeliada gezilecek yerler…

İsmet İnönü Müzesi

Görev yaptığı süreç içerisinde bazı sağlık problemleri ile muzdarip olan İsmet Paşa, hem uzun araştırmalar ve hem de kendisine öneride bulunan insanlar vasıtasıyla Heybeliada’ya yerleşmeye karar verir. Ailesini de alarak bu adaya gelen İsmet Paşa, şu an İsmet İnönü Müzesi olarak bilinen bu evde konaklamıştır. İsmet İnönü, o zamanki adı Mavromatakik Köşkü olan bu evi, içerisineki eşyalarla birlikte kiralamıştır. Hatta daha sonra bu evi satın almasının ardından, bunu duyan Mustafa Kemal Atatürk, evin eşyalarını satın alarak İsmet Paşa’ya hediye etmiştir.

Müze içerisine girdiğinizde hiçbir yerin dokusunun bozulmayıp, o dönemle birebir aynı olduğunu göreceksiniz. Müzede bulunan eşyalar ise yine bizzat İsmet Paşa’ya ait olup, Atatürk’ün kendisine hediye ettiği eşyalardır. Hiçbir dokusuna el değmemiş ve tıpkı geçmiş dönemlerdeki izlerini koruyan bu müze içerisinde, aynı zamanda eski yıllara ait bilinmeyen fotoğraf çekimleri de mevcuttur. Siz de tarihimiz açısından önemli bir kişiye ev sahipliği yapmış olan İsmet İnönü Müzesi’ni ziyaret ederek, o insanların geçmişine ışık tutabilirsiniz. 

Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi

İstanbul gezilecek müzeler arasında da gösterilen Hüseyin Rahmi Gürpınar Müzesi, Türk edebiyatımızın önemli isimlerinden biri olan Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın tam 30 yıl boyunca yaşamış olduğu evdir. Kendisi, 1912 yılı itibariyle Heybeliada’ya gelmiş ve gelişinden iki yıl sonra bu eve yerleşerek, 1944 yılına kadar burada yaşamıştır.

Ünlü edebiyatçımızı yaşatmak ve anmak amacıyla ise bu ev, 1964 yılında müze olarak ziyarete açılmış, 2017 yılına kadar o şekilde kullanılmıştır. Ve bu müze, yılların geçmesi ve bina yapısının da eskimesi vesilesiyle, bir restorasyon işleminden geçerek, daha geniş kapsamlı bir müze olarak ziyaret edilebilir hale getirilmiştir. Müze içerisine girdiğinizde Hüseyin Rahmi Gürpınar’a ait olan kitaplık, gerçekten de çok dikkatinizi çekecektir. Kitaplık içerisinde 110 cilt gazete, 304 adet Fransızca kitap ile 350 adet Türkçe kitap yer alıyor. Müzenin en önemli eserleri bu kitaplar olsa da içeride aynı zamanda yazarımıza ait eşyalar, kendi yaptığı resimler ve el işi çalışmaları da mevcuttur.

Rum Ortadoks Ruhban Okulu

Heybeliada ve İstanbul tarihi yerler listesine girmeyi fazlasıyla hak edecek bir yer olan Rum Ortadoks Ruhban Okulu, 9’uncu yüzyılda inşa edilmiştir. Bulunduğu yerde daha önceleri Aya Triada diye bir yer inşa edilmiş olan bölge, o mekanın geliştirilmesi ile artık Rum Ortadoks Ruhban Okulu’na ev sahipliği yapıyor olmuştur. Buraya ilk olarak yapılan Aya Triada ise I. Basil’in emriyle inşa edilmiş ve hem kilise, hem de okul olarak kullanılmıştır. Heybeliada gezilecek yerler arasında olan, hem köklü tarihiyle ön plana çıkan ve hem de mimari yapısı vesilesiyle bile deneyimlemek isteyeceğiniz Rum Ortadoks Ruhban Okulu ziyareti, size kültürel anlamda çok katkı sağlayacaktır. 

Aya Yorgi Uçurum Manastırı

Heybeliada’nın güney kısmında yer alan Aya Yorgi Uçurum Manastırı, gerçek adı olarak Hagios Georgios you Kremnou olarak anılmaktadır. 16’ıncı yüzyılda inşa edildiği düşünülen bu manastır, pembe renklerin hakim olduğu eşsiz bir mimariye sahiptir. Manastır ve kilise olarak kullanılan bu mekanın faaliyet gösterdiği zamanlarda insanlar buraya gelerek dış dünya ile bağlantısını kesiyor ve kendi iç sesiyle baş başa kalıyordu. 18’inci yüzyıl zamanında çıkan veba salgını sonucunda Rumlar bu kiliseyi bir karantina yeri olarak kullanmıştır.

1882 yılında bölgede büyük bir yangın çıkmış ve Aya Yorgi Uçurum Manastırı, bu yangında büyük oranda hasar almıştır. Bu yangın dolayısıyla manastır içerisindeki birçok eser yanıp kül olmuş, sadece Rus eserleri kurtarılabilmiştir. Siz de geçmişin tarihi dokularını en iyi şekilde yansıtan tarihi mekan arayışı içerisindeyseniz, Aya Yorgi Uçurum Manastırı’nı kesinlikle gezip görmenizi tavsiye ediyoruz. 

Ayios Nikolaos Kilisesi

Heybeliada kiliseleri arasında çok farklı bir öneme sahip olan Ayios Nikolaos Kilisesi, hangi tarihlerde ve kimler tartından inşa edildiği bilinmeyen bir yerdir. Kilise üzerine araştırmalar yapan uzman kişiler ise buranın, 14’üncü yüzyıllarda Bizans’lılar tarafından inşa edildiğini düşünüyor. Bilinmeyen bir sebepten ötürü yıkılmış olan kilise, Rum Ortadoks Kilisesi sınıfına aittir.

Bu kilise yıkıldıktan sonra, 1857 yılında Mimar Stefanis Gaitanakis tarafından tekrardan onarılmış ve düzeltilmiştir. Takvimler 1894 yılını gösterirken büyük İstanbul depremi olmuş ve kilise binası tekrardan hasar görmüştür. Kilisenin zarar gördüğünü duyan II. Abdülhamit, burayı tekrardan restore ettirerek kullanıma açmıştır. Siz de hem dini ve hem de tarihi açıdan oldukça önemli bir yer olan Ayios Nikolaos Kilisesi’ni ziyaret ederek, burayı yerinde inceleyebilirsiniz. 

Beth Yaakov Sinagogu

Heybeliada, her dinden ve her milletten tatilcisi olan nadide bölgeler arasındadır. Yaz aylarında buraya Yahudi vatandaşların da sıklıkla geliyor olmasından ötürü inşa edilen Beth Yaakov Sinagogu, sayıları 250’yi aşkın Yahudi aile tarafından ve Neve Şelom Vakfı öncülüğünde, 1953 yılında inşa edilmiştir. Bu sinagogun ibadete açılma tarihi ise 10 Haziran 1956’dır. Ve o günden sonra, 1997 yılına kadar kesintisiz bir şekilde ibadet yapılan bu mekan, adadaki yahudi nüfusunun azalmasıyla birlikte, daha sonraları sadece belirli gün ve bayramlarda açık tutulmuştur. Eğer siz de dini ve tarihi olan yapıları gezip görmeyi seviyorsanız, planlarınız arasına Beth Yaakov Sinagogu’na gitmeyi de eklemelisiniz. 

Heybeliada Senatoryumu

Hastane tedavisi uzun sürecek hastalar için yaptırılmış olan Heybeliada Senatoryumu, Heybeliada Çam Limanı Koyu’nda yer alıyor. 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle inşa ettirilen bu yapı, İsviçre’de bulunan emsal yapılardan yola çıkılarak tasarlanmıştır. Heybeliada’da kesinlikle gezilip görülmesi gereken yerler arasında olan Heybeliada Senatoryumu, aynı zamanda Türkiye’nin ilk Senatoryumu olma özelliğini de taşımaktadır.

Bu mekan, 2005 yılına kadar faaliyet göstermiş ve verem gibi tedavisi uzun süren hastalıklara şifa olması sağlanmıştır. Hatta burada Rıfat Ilgaz, Ece Ayhan ve İsmet İnönü gibi bilindik isimler de tedavi gördü. Bu binanın yakın bölgesine gelerek hem sağlık açısından oldukça önemli hizmetler vermiş olan bu yapıtı görebilir, hem de çevresindeki mükemmel doğanın tadını çıkarabilirsiniz. 

Süslü Mezar (Kangelaris Ailesi Anıt Mezarı)

Gerçek adı Kangelaris Ailesi Anıt Mezarı olan ve ada halkı tarafından Süslü Mezar olarak adlandırılan bu yer, 19’uncu yüzyılda Büyük Britanya İmparatorluğu Gemlik Konsolosu Spyridon Kangelaris tarafından yaptırılmıştır. Anıtta, 150 yıl kadar önce İtalya’dan getirilmiş olan yüksek kaide üzerinde bir melek heykeli ve renkli cam bulunuyor.

Anıt içerisindeki mezarda ise Spyridon Kangelaris’in erken yaşta vefat eden eşi, Sevasti Kangelaris yatıyor. Aynı zamanda yine anıt içerisinde, Spyridon Kangelaris’in mezarı da bulunmakta. Ve kendisi, eşi öldükten sonra o tutkulu aşk hikayelerini, anıt üzerine yazdırmıştır. Mezarın baş kısmında ise 1910 yılından kalma bir çeşme bulunuyor ve buradan halâ da su aktığını söyleyebiliriz. Böylesine anlamlı bir anıtı ziyaret ederek, Heybeliada gezinize farklı bir deneyim katabilirsiniz. 

Halk (Andon) Eczanesi

Heybeliada tarihi yapıtlarından biri olan Halk Eczanesi, uzun yıllar boyunca buradaki halka ilaç temini yapmıştır. 1950 yılına gelindiğine ise eczane, Andon ailesi tarafından satın alınmış ve yine bir süre daha ilaç satışına devam etmiştir. Günümüzde baktığımızda, bu eczanenin şu anda da kullanıldığını ve ilaç satışı gerçekleştirdiğini görmekteyiz. Siz de burada bulunduğunuz süre boyunca hem ilaç ihtiyaçlarınızı gidermek ve hem de Heybeliada’daki tarihi yapıtlardan birini daha görmek için bu mekana gelebilirsiniz. 

Değirmen Tepe

Heybeliada’nın en yüksek tepesi olan Değirmen Tepe, deniz seviyesinden 140 metre yüksekliğe sahiptir ve bir diğer adıyla Papaz Tepesi olarak da bilinir. Bu tepeye çıktığınızda, sizleri inanılmaz güzel bir manzara bekliyor olacaktır. Buradaki görüntü açınız dahilinde, Heybeliada’nın büyük bir kısmı, ön tarafta İstanbul ve arka tarafta da Yalova ile Bursa manzaraları mevcuttur. Heybeliada gezilecek yerler arasında mutlaka gezip görmeniz gereken bu tepede aynı zamanda tarihi Papaz Okulu da bulunuyor. 

Değirmenburnu Plajı

Heybeliada denize girilecek yerler arasındaki Değirmenburnu Plajı, yaz tatili dönemlerinde oldukça kalabalıklaşıyor. Burası, aynı zamanda İstanbul’da denize girilecek yerler arasında da iyi bir alternatiftir. Bu plajın tertemiz denizinde yüzdükten sonra da dilerseniz, hemen arka tarafındaki yemyeşil ormanına giderek burada yürüyüş yapabilir, bisiklet sürebilir, piknik yapabilir ve sevdiklerinizle beraber kaliteli vakit geçirmiş olursunuz. 

Heybeli Sahaf

Heybeliada’nın tek sahafı olan Heybeli Sahaf, ada iskelesindeki Lozan Caddesi’ni takip ederek ulaşabileceğiniz bir yerdir. Bu sahaf içerisinde birbirinden güzel kitaplar, plaklar, eski fotoğraflar, paralar, kartpostallar ve daha birçok farklı ilgi çekici şeyi görebileceksiniz. Sadece salı günleri kapalı ve onun haricindeki tüm zamanlarda açık olan Heybeli Sahaf’a gelerek hem bu mekanı gezmiş olacak ve hem de buranın hatırası olarak güzel bir kitap satın alabileceksiniz. 

Değirmenburnu Mesire Yeri

İstanbul’un en güzel koyları arasında yer alan Değirmenburnu, aynı zamanda kesinlikle gezip görmenizi tavsiye ettiğimiz bir mesire alanıdır. Buradaki plajın adı eski yıllarda “Deniz Hamamı” olarak anılıyordu ve rahatsız edici bir rüzgara sahip olmadan, gayet de sakin bir yapı ile ziyaretçilerini ağırlıyor. Yaklaşık 4 bin kişinin aynı anda piknik yapıp vakit geçirebileceği bir yer olan Değirmenburnu Mesire Yeri, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılı şerefine 1981 yılında yeniden düzenlenerek bugünkü halini almıştır. Siz de bu güzel adada sessizlik ve sakinliğiyle ön plana çıkan doğa harikası bir yere gitmek istiyorsanız, Değirmenburnunu sizlere tavsiye ederiz. 

Çam Limanı Koyu

Heybeliada’nın en sessiz ve sakin koylarından biri olan bu bölge, Değirmentepesi’ne çıkıldığında sizlere muhteşem bir manzara sunacaktır. Yabancı turistlerden daha çok burayı İstanbul’dan gelen tatilciler ziyaret ediyor ve gelen herkes, bölgeyi gerçekten de çok seviyor diyebiliriz. Dört mevsimde de farklı bir güzelliğe sahip olan Çam Limanı Koyu’na gelerek burada dilediğiniz gibi denize girebilir, tekne turu yapabilir, ormanında geziye çıkabilir ve sevdiklerinizle burada piknik yapabilirsiniz. 

Alman Koyu

İstanbul’da denize girilecek temiz yerler arasında olan Alman Koyu, ada halkı ve tatilcileri tarafından çıkça tercih edilen bir bölgedir. Tamamen ücretsiz olan bu koyda herhangi bir işletme bulunmuyor. Ancak burada ücretsiz bir şekilde dilediğiniz gibi yüzebileceksiniz ancak bazı ihtiyaçlarınızı temin edeceğiniz bir tesis bulunmamakta. Burada sadece özel olarak şemsiye ve şezlong kiralayabilirsiniz. Diğer özel ihtiyaçlarınız olması durumunda, Alman Koyu’na gelmeden önce hazırlık yapmanızı tavsiye ederiz. 

Aqua Green Beach

Heybeliada denize girilecek yerler arasında ücretli bir seçenek olan Aqua Green Beach, aynı zamanda bu adadaki tek Aqua park olma özelliği taşıyor. Toplamda 12 bin metrekarelik büyükçe bir alan üzerine kurulu olan bu yer, adanın cennet köşelerinden biri olarak kabul edilmekte ve sahip olduğu plajı da gerçekten çok güzeldir. Buradaki plaj, altın sarısı bir renkte olup tatilcileri için mükemmel bir yüzme keyfi sunuyor. Her yaş grubundan insanın gelerek gönül rahatlığıyla eğlenebileceği Aqua Green Beach’de, sizler için hizmet veren muhteşem de bir restoran bulunmaktadır. Denize girerek dilediği gibi yüzmek, temiz hava almak, doyasıya eğlenmek ve mükemmel lezzetteki yemeklerden yemek isteyen tüm ziyaretçileri bu muhteşem tesise bekliyoruz. 

Ada Beach Club

İstanbul ailecek gidilecek plajlar seçeneği dahilinde de gönül rahatlığıyla tercih edebileceğiniz bir yer olan Ada Beach Club, dilediğiniz gibi yüzüp aynı zamanda restoranında harika yemekler yiyebileceğiniz niteliktedir. Buradaki atmosfer gerçekten de çok güzel olup, hemen yanı başınızda yer alıyor olan ağaçlık alanlar ise bölgenin güzelliğine güzellik katıyor. Kişi başı çok makul seviyelerde bir ücret ödeyerek giriş yapabileceğiniz Ada Beach Club’da, denize girdikten sonra kullanacağınız şemsiye ve şezlonglara ise kesinlikle hiçbir ek ücret ödemezsiniz. Hem İstanbul’da yaşayanların çok kolay bir şekilde gelip tercih edebileceği, hem de bu adaya gezmeye gelen tatilcilerin yüzme alternatifleri arasına ekleyebileceği bu harika plajı, siz değerli okurlarımıza da tavsiye ederiz. 

Asaf Aile Plajı

Aileninizi de yanınıza alarak gönül rahatlığıyla gelebileceğiniz bir yer olan Asaf Aile Plajı, arka tarafında yemyeşil ormanlar ve ön tarafında ise masmavi denizin yer aldığı nadide bir bölgedir. Çocuklarınıza birlikte de gelebileceğiniz bu plajı, tercihen hafta içlerinde ziyaret etmenizi tavsiye ediyoruz. Özellikle de hafta sonlarında, İstanbul’dan gelen günübirlik tatilcilerin de burada olması vesilesiyle, plaj bölgesi gerçekten de çok kalabalıklaşmakta. Ancak hafta içi bir vakitte geldiğinizde, plaj içerisi fazla kalabalık olmadan burada dilediğiniz gibi yüzüp, güneşlenip, eğlenebilirsiniz.